BULAŞICI

Bulaşıcı !

 

En hakiki mürşit bilim !

İnsanın  kendi içini   kendisinin çözümlemesi kolay değil. İnsanın, hayvanlık durumundan taşıyıp, bugüne kadar getirdiği egosuyla beslenen hırsızlığının, uğursuzluğunun, caniliğinin, karakter zayıflığının, ahlaksızlığının derecesini bilim çözümlüyor.

 

        Sosyologlar...

        Bir araştırma projesi düşündüler.   Uyguladılar...   Filme çektiler...

        Pahalı ürünler satan çok çok büyük bir süper markete cebe girebilecek, ceket altına saklanabilecek gizli bir kamera yerleştirdiler. Tiyatro okulunun başarılı öğrencilerinden birine de “hırsız rolü...” verdiler.

        Hırsız markete geldi... Herkesin görebileceği bir şekilde yükte hafif fiyatta ağır malları paltosunun içine özel olarak diktirdiği ceplere doldurmaya başladı.

         Adam gündüz gözüyle...

         Herkesin içinde...

         Mal çalıyor...

         Gizli kamera da çekiyor.

         3-5 dakika sonra markete alışveriş yapmaya gelmiş diğer müşteriler de 3  ayrı tip davranış başlıyor.

 

                                Müşterilerden bir bölümü ;

                                Hırsızı görüyorlar...

                                Fakat görmemezlikten geliyorlar.

                                Bir Bölümü ;

                                Hırsızı görüyorlar....

         Sadece seyrediyorlar....

         Bir bölümü ise ;

         Hırsızı görüyorlar...

         Sağlarına sollarına bakıyorlar.

         Onlar da  başlıyorlar çalmaya....

 

                              ***

         Sosyologlar....

         Filmi tekrar tekrar izliyorlar...

         Üzerinde tartışıyorlar....

         Araştırmadan şu sonucu çıkartıyorlar:

Toplumsal davranışlarda herşey bulasıcı.

         İyilik de bulaşıcı, kötülük de...

         Aşk da, nefret de...

         Çalışkanlık da bulaşıcı....

         Tembellik de....

         Dürüstlük de bulaşıcı ahlaksızlık da ... Eğer, süpermarketteki “hırsızın raflardaki pahalı ürünleri paltosunun özel ceplerine doldurma oyunu” biraz daha uzarsa; markete alışverişe gelmiş fakat hırsızı sadece seyredenler de bir süre sonra

         çalmaya başlıyor.

        Oyun biraz daha uzarsa....

        Hırsızı görmezden gelenler de “Ulan herkes çalıyor, biz niçin çalmayalım...” dürtüsüne yenik düşüyorlar.

 

         Hayatta en hakiki mürşit bilim.

         Yaşasın bilim...

         Araştırmacılar, filme çekmiş, ibret alın diye, bize gösteriyor : Hırsızlığı seyrederseniz, bir süre sonra seyredenler de çalmaya, bir müddet sonra görmemezlikten gelenler de çalmaya başlar.

 

         Yaşasın bilim....

         Hayatta en hakiki mürşit bilim....

Seyredenlerde bir süre sonra hırsızlaşıyor. Şimdi anlıyor musunuz benim; ”Bu yapı kahraman üreterek temizlenemez. Biz Sadece 1 Tantan yetiştirebiliyoruz. Sadece 1 Temizel yetiştirebiliyoruz. Bu yapıyı düzeltmek için 1000 Tantan, 2000 Temizel yetmez. Yapıyı kökten değiştirecek büyük reformlar gerekli “ diye neden yırtındığımı.

         Hırsızlık bulaşıcı....

         İlacı : Hırsız üreten yapıyı kurutmak...

                                                                                        ( 4 )

Ülkemizde “çalma oyunu” süresinin çok uzadığını ve büyük çoğunluğun çalma eylemine giriştiğini hepimiz görüyor ve biliyoruz, çünkü her şey gözümüzün önünde oluyor. Seyredenlerin de hırsızlığa başladığına şahit oluyoruz, üzülerek…

4-)  “BULAŞICI” Necati DOĞRU ; 28 Ekim 2000 SABAH Gazetesi sayfa :7

    ********************************************************************************************************